Güncel

Nazım Hikmet’in İstanbul Kadıköy’de yaşadığı evin SESSİZ ÇIĞLIKLARI…

Nazım Hikmet'in 1928'de Sovyetler Birliği'nden ikinci dönüşünden sonra, babasının öldüğü 1932 Martı'na dek kaldığı Kadıköy Nevzemin Sokak’taki evi, kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılıyor.

25 Eylül 2020 Saat: 23:17
Nazım Hikmet’in İstanbul Kadıköy’de yaşadığı evin SESSİZ ÇIĞLIKLARI…
Nazım Hikmet’in İstanbul Kadıköy’de yaşadığı evin SESSİZ ÇIĞLIKLARI…

Nazım Hikmet'in 1928'de Sovyetler Birliği'nden ikinci dönüşünden sonra, babasının öldüğü 1932 Martı'na dek kaldığı babası Hikmet Bey'in Kadıköy Nevzemin Sokak’taki evinin, kentsel dönüşüm nedeniyle müteahhite verildiği ve yıkılmaya hazırlandığı kesinleşirken, konuya bende şöyle bir değinmek istedim. Nâzım'ın yıllarını geçirdiği bu bina aynı zamanda ondan kalan tamamen yıkılmamış son yerlerden olarak biliniyor. Hatta bazı şiirlerini ve Piraye’ye yazdığı dizelerin bir kısmını burada yazdığı da ifade edilmektedir.

Nâzım Hikmet'in Kadıköy'deki yaşantısına dair araştırma yapan Gazeteci Gamze Erbil, Nâzım Hikmet'in babasıyla birlikte kaldığı Nevzemin Sokak'taki evin yıkılacağını birkaç kez haberleştirmişti. Hikmet Bey'in ve Nazım Hikmet’in yaşadığı evin yıkılacağını duyan Kadıköylüler bu durumu üzüntüyle karşıladıklarını belirtiyorlar.

Gazeteci Gamze Erbil ile görüşmemde kendisi de bu konuda birçok haber yaptığını belirtirken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, Kadıköy Belediyesi’ne ve kamuoyuna haberleri ile seslendiğini, ancak hiçbir yerden konuyla ilgili dönüş yapılmadığını dile getirdi.

“BİR DÖNEMİN EFSANE ŞİİRLERİNİN YAZILDIĞI EV”

Bugüne dek, Nâzım Hikmet'in en azından 1928-32 tarihleri arasında bu evde yaşadığını kesinleştirebildiklerini belirten Erbil, araştırmalar ilerledikçe bu sürenin daha fazla olduğunun ortaya çıkabileceğini söyledi.

Nâzım Hikmet'in İstanbul'daki yaşantısının kısa kesintiler hariç büyük bölümünün Kadıköy'de geçtiğine dikkat çeken ve bu yaşantının ayrıntılarını netleştirmeye çalıştıklarını söyleyen Gamze Erbil, kesinleşen döneme dair şu bilgileri verdi;

“Nâzım Hikmet, ikinci defa Sovyetler Birliği'nden Türkiye'ye dönüşünde bir soruşturma geçiriyor; davalar sonuçlanıp Aralık 1928'de İstanbul'a dönünce, Süreyya Sineması'nda müdürlük yapan babası Hikmet Bey'in yanına yerleşiyor. Zekeriya Sertel'in Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladıktan bir süre sonra, 1929'da Putları Yıkıyoruz dizisiyle, edebiyatın yerleşik değerlerine karşı sert çıkışlar gerçekleştiriyor. Edebiyat camiasındaki etkili yeri tescillenen Nâzım Hikmet, komünist kişiliği de hedef alınarak bir dizi saldırının hedefi oluyor. Asıl ağır saldırılarsa iktidar cephesinden gelen soruşturma ve tutuklamalar oluyor.”

Erbil ayrıca şunları kaydetti; “Temmuz 1930'da şiir plakları SALKIMSÖĞÜT ve BAHRİ HAZER yayımlandı ve büyük yankı yapınca yasaklandı. Bu dönemde hayatına Piraye girdi. 1932'de babasının ölümüne kadar onunla kalan Nâzım, evlenmeye karar verdikleri Piraye'nin ailesi ve kendi ailesiyle birlikte Mart-Mayıs 1932 arasındaki bir dönem Erenköy'deki Mithat Paşa Köşkü’nde yaşıyor. Bu tarihe kadar Kadıköy'de Nevzemin Sokak'taki evde yaşadığını saptayabiliyoruz. Dönemin hafızalarda yer eden şiirleri arasında NİKBİNLİK, 19 YAŞIM, ÇOÇUKLARIMIZA NASİHAT, KEREM GİBİ, ALTIN GÖZLÜ ÇOCUK gibi şiirleri sayabiliyoruz.”

Hikmet Bey, Süreyya İlmen tarafından yaptırılan ve 1927'de hizmete giren Süreyya Sineması'nın ilk müdürüydü. 1932 yılında talihsiz bir şekilde ölümüne dek burada çalıştı ve bu süre boyunca da yan sokak Nevzemin Sokak’ta iki katlı bir apartmanda oturdu. Nâzım Hikmet bir yıl kadar sonra yazdığı HİCİV VADİSİNDE BİR TECRÜBEİ KALEMİYE şiirindeyse, babasına ölüm döşeğinde bile sinemanın hesaplarını soran patronuna öfkesini ifade ederek sınıfsal tavrını şekillendirmişti.

 

Evin mimari olarak koruma altına alınacak nitelik taşıyıp taşımadığının kesin olmadığını ancak kültür mirasının önemli bir parçası olduğunu belirten Erbil, ilgili kurumları bilgilendirmek ve konunun önemine dikkat çekmek için gerekenleri yaptığını ve yapacağını vurguladı.

Ayrıca Ocak ayında (22/01) değer tespiti amacıyla evde ölçümler yapan belediye ve müteahhit firma yetkililerinin konuyla ilgili “genel” bilgi sahibi oldukları ancak meseleyi önemsemediklerini, dört dairelik bina için teklif veren müteahhitlik şirketinin Kadıköy'de bir dizi kentsel dönüşüm projesine imza atmış olan bir şirket olduğunu da Gamze Erbil’in haberinden öğreniyoruz.

Gamze Erbil, Sol Haber’de ki yazısına göre Nâzım Hikmet'in evi hakkında söylenenlere şöyle yer vermiştir;

“Kadıköy Belediyesi ve İBB Konuyla İlgilenmelidir.”

“Oyuncu Orhan Aydın; “Kentler, kültürel varlıklarıyla kentlerdir. İstanbul bir uygarlıklar beşiği olmanın ötesinde dünden bugüne o uygarlıkların hayatta bıraktıklarıyla da yaşayan bir kenttir. Anadolu'nun dört bir tarafında benzeri durumlar var. Ama bu koca kentin içinde mimari dokulardan, mimari yapılardan başka, Türk edebiyatına ve kültür hayatına büyük zenginlikler katmış bazı ozanların, edebiyatçıların, ressamların, heykeltraşların da yaşadıkları, o yaşadıkları mekanlardan da hayata saçtıkları sevinçler var.

Çok güzel örnekleri var geçmişe dair bunun. Bir kısmının müze olarak hayata katıldığını biliyoruz. İki örnek söyleyebilirim. Örnekleri elbette çoğaltmak mümkün. Bir tanesi Sait Faik Abasıyanık'la ilgili yapılan bir çalışmadır. Bir diğeri Orhan Kemal'le ilgili yapılan bir çalışmadır. Son süreçte bir gerçeklik ortaya çıktı ki, Orhan Kemal'in Fatih ve çevresinde yaşadığı ev yıkılmak üzereydi ve Orhan Kemal'in oğlu Işık Öğütçü bir çağrı yaptı, bizler destekledik ve büyükşehir belediyesinden bir yanıt geldi. Bu yanıtla, bu evin onarılarak, müze olarak hayata katılacağı söylendi. Bu sevindirici bir durumdu.

Şimdi, hayatının büyük bir çoğunluğunu, Türkiye'de cezaevi dönemleri dışında yaşadığı yılların neredeyse tamamını Kadıköy'de geçiren ve ömrünün en güzel şiirlerini yazdığını bildiğimiz bir ev olduğuna tanıklık ettiğimiz Kadıköy Nevzemin Sokak’taki Nâzım Hikmet'in yaşadığı evin yıkılma aşamasında olması hüzün vericidir. Burada kentin kültürel dokularına sahip çıkan insanlığın bir araya gelip bir reaksiyon göstermesi gerekiyor. Bu evin onarılıp, gerekiyorsa aslına uygun şekilde restore edilip hayata katılması gerekiyor. 

Kadıköy Belediyesi'nin hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bu meseleye el atabileceğini ve sanatın gündeminin de açık bir biçimde buna destek verebileceğini düşünüyorum. Nâzım Hikmet'in Kadıköy'de yaşadığı ev hayata katılmalıdır, bunun için ne gerekiyorsa bir an önce yapılmalıdır.”

“Henüz Vakit Varken Vazgeçilmeli”

“Oyuncu Şükrü Veysel Alankaya; “Nâzım Hikmet'in bir dönem bu evde, o dahiyane şiirleri yazdığını, soluduğunu, ama en çok düşündüğünü hissedersek bu kararın oportünist bir karar olduğunun farkına varılabilir. Umarım henüz vakit varken gülüm vazgeçilir bu karardan… Ve burası doğru bir restorasyonla bize ve gelecek kuşağa o günleri anımsatacak bir mekân olarak kalır.”

“Dünyanın Gözünü Kadıköy’e Çevirecek Bir Müze”

“Oyuncu Cansu Fırıncı; “Nâzım Hikmet deyince akla gelecek ilk semt Kadıköy'dür tartışmasız bir biçimde. Nâzım Hikmet'in son günlerini memlekette geçirdiği semt de Kadıköy'dür. Türkiye'den Sovyetler Birliği'ne gitmeden önce son günlerini de Kadıköy'de geçirmiştir Nâzım Hikmet. Nâzım Hikmet'in babası dönemin Süreyya Sineması'nın müdürlüğünü yapmıştır. Yalnızca Nâzım'ın değil, Nâzım'ın aile bireylerinin de hayatında önemli bir yerdir Kadıköy.

Yine Nâzım'ın eşi Münevver ve oğlu Mehmet'le birlikte son dönemini geçirdiği yer olduğu düşünülürse Nâzım'ın Kadıköy'de yazdığı şiirlerin, toplam şiirleri içinde önemli bir sayı elde ettiği sonucuna ulaşmak hiç de zor olmasa gerek.

Gamze Erbil'in yaptığı titiz çalışma sonucunda Kadıköy'de Nâzım Hikmet'in uzunca bir süre ikamet ettiği bir ev tespit edildi. Bu gerçekten çok kıymetli bir çalışma, hepimize büyük heyecan verdi.

Ama heyecanla birlikte bir tedirginlik de yarattı aslında haberde geçen bir detay. Nâzım'ın yaşadığı, oturduğu ev bugün yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Evin sahipleri de haklı olarak yıkılıp gidecek binanın yerine yenisinin yapılmasını istiyorlar ve bu yüzden bir müteahhitle anlaşmışlar. Ama ortada gerçekten son derece büyük bir değer var ve korunması gereken bir değer var.

Normal şartlar altında Kültür Bakanlığı'nın Nâzım Hikmet'le ilgili böyle bir çalışmayı çoktan yapıp envanteri oluşturmuş olması ve zaten bu tarz binaları koruma altına alıp ziyarete açık hale getirip adeta birer müze haline getirmesi gerekiyordu ama tabii ki böyle bir şey söz konusu değil. Ama Kadıköy Belediyesi'nin muhakkak bu evle ilgili bir proje ortaya koyması, evinin aslına uygun şekilde yeniden yapılmasını sağlaması ve buranın ziyarete açık hale getirilmesi için gerekli tüm adımları atması bence elzemdir.

Bu yalnızca Kadıköy'de yaşayan sanatseverleri değil, yalnızca İstanbul'da yaşayan sanatseverleri değil, yalnızca Türkiye'de yaşayan sanatseverleri değil, dünyanın dört bir tarafından pek çok önemli sanat insanını, sanatseveri Kadıköy'e getirecek olan bir projeye dönüşecektir muhakkak.

Nâzım Hikmet'in adını taşıyan, ziyarete açık, onun kimi eşyalarıyla birlikte belki de insanlara sunulan bir müze-ev olarak orası yeniden inşa edilir ve korunursa Kadıköy önemli sanat merkezi olma yolunda çok önemli bir adım daha atmış olacaktır.

Nâzım Hikmet hepimizin değeri, Türkiye'nin ve dünyanın en büyük şairlerinden biri. Hâlâ dünyadaki şiir otoriteleri Nâzım Hikmet'i dünyanın en büyük şairleri arasında sayıyorlar ve yazıyorlar. Ve bu çok uzun yüzyıllar değişmeyecek olan bir gerçek. Dolayısıyla ondan kalan izlerin tamamına sahip çıkmalı, o izleri yaşatmalı ve gelecek nesillere devretmeliyiz. Buradaki en büyük sorumluluk da elbette ki, Kadıköy Belediyesi'ne düşüyor diye düşünüyorum.”

“Aydınlık Bir Türkiye Umudunu Canlı Tutmak İçin...”

“Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'den Ender Özer; “Nâzım, İstanbul'daki hayatının büyük bölümünü Kadıköy ilçe sınırları içinde, özellikle de bugün Kadıköy'ün merkezi sayılacak birkaç mahallede geçiriyor. NHKM Kadıköy'de Nâzım'ın anısını yaşatmak açısından da bir işlev görüyor. Ama bu anıya tüm Kadıköy'ün sahip çıkması ve yaşatması gerekir. Tespit ettiğiniz bina kültürel miras açısından bir değer. Yıkılması durumunda boşluğu da telafi edilemeyecek bir yapı. Kadıköy Belediyesi'nin, konuya öncelikle bu boyutuyla ve bu kültürel mirası nasıl yaşatabileceği sorusu ile yaklaşması gerekir. Çünkü Nâzım'ın anısını yaşatmak, aydınlık bir Türkiye umudunu canlı tutmaktır. Biz bu doğrultuda bir çaba gösterecek ve girişimlerde bulunacağız” demişler.

Birkaç hatırlatmayla özde değil sözde “Nazım’ı Sahiplenmek” nasıl olacak diye bu durumun akıbetini merakla beklemekteyim. Aşağıda ki haber örneklerine yüzlercesini ekleyebiliriz. Burada, dünyaya, Türkiye’ye ve Kadıköy’e mal olmuş bir edebi değerin yaşatılması için ilmek ilmek izleri kaydedilirken ve bunu bu değerli yöneticiler ve şahsiyetler gerçekleştirirken (belki) gözden kaçan konuları da bazen biz hatırlatmalıyız düşüncesiyle kamuoyunun ve Nazım severlerin takdirine bırakıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018 yılında AK Parti İstanbul İl Başkanlığı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı konuşmasında Nazım Hikmet’in 'Güneşi İçenlerin Türküsü' adlı şiirini okudu.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Ağustos 2020 günü Hiroşima’nın 75’inci yıldönümü için yayınladığı mesajında, şair Nâzım Hikmet’in Hiroşima için yazdığı ‘Kız Çocuğu’ adlı şiirini okudu.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş birliğinde 2018 yılında bir otelde düzenlenen Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Deklarasyonu İmza Töreni'nde ki konuşmasında, Nazım Hikmet'in "Çınarı yıkmak için baltayı köküne vururlar." sözlerini hatırlattı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Ocak 2009’da Emine Erdoğan'ın daveti üzerine İstanbul'da bir araya gelen ve Gazze’ye destek çağrısı yaptığı, Ortadoğulu liderlerin eşlerinin olduğu toplantı konuşması sırasında Nâzım'ın Hiroşima için yazdığı 'Kız Çocuğu' şiirini gözyaşları içinde okudu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Temmuz 2020’de Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan yazıda iktidara geldiklerinde ilk olarak Nâzım Hikmet’i Türkiye’ye getireceklerini ve “Taksim’deki Gezi Parkı’na bir anıt mezar yapacaklarını belirtti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Haziran 2020’de şair ve yazar Nazım Hikmet'i ölümünün 57. yılında “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim.” sözleriyle bir mesaj yayınladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 25 Ekim 2019’da Merhaba Güzel Vatanım’ın galasında Nazım Hikmet'in Memleketimden İnsan Manzaraları şiirinden dizeler okuyarak, ihalesi belediyeye verilmeyen Haydarpaşa Garı ile ilgili göndermede bulundu.

Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı 2019 Babalar Günü’nde Twiter’dan Nazım Hikmet’in şiiriyle Babalar Günü Mesajı yayınlamıştır.

Haber: Veysel Kavrayan

25.09.2020, İSTANBUL

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Eko Yaşam Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız