Sağlık

Dr. Ahmet Özdemir: “O Ürünleri Kimse Satın Almasın”

İstanbul’da mesir macunu şenliği olarak da ünlenen, geleneksel tıp yöntemlerinin halka tanıtılmasının ve yaygınlaştırılmasının amaçlandığı Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali’nde konuşan Dr. Ahmet Özdemir, televizyonda

11 Temmuz 2018 Saat: 21:33
Dr. Ahmet Özdemir: “O Ürünleri Kimse Satın Almasın”
Dr. Ahmet Özdemir: “O Ürünleri Kimse Satın Almasın”

İstanbul Zeytinburnu'nda mesir macunu şenliği olarak da ünlenen, geleneksel tıp yöntemlerinin halka tanıtılmasının ve yaygınlaştırılmasının amaçlandığı 19. Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali’nde konuşan Dr. Ahmet Özdemir, televizyonda ve internette birçok hastalığa iyi geldiği söylenen ürünlere itibar edilmemesini söyledi.

“O ÜRÜNLERİ KİMSE SATIN ALMASIN”

Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Özdemir: “Sağlığın esası, insanların kendi öz bedenlerini korumasıyla başlar. Geleneksel tıptan süzülerek gelen modern tıp ancak sağlığını koruyamayan insanların dertlerine derman olmaya çalışır. Dolayısıyla sağlık hizmeti aramadan önce kendi öz sağlığımızı korumakla mükellefiz. Gerekli tedbirleri almadığımız zaman ne geleneksel tıbbın ne de modern tıbbın bize katabileceği çok fazla bir şey yoktur. Modern tıp, geleneksel tıptan süzülerek gelirken kapitalizmin kanatlarının içerisinde ticarileşmiştir. Bugün de özellikle ülkemizde geleneksel tıp ürünleri ticari ürün olarak kullanılmaya başlanmıştır. Devlet bu noktada gerekli tedbirleri alsa da bir kısım sağlık tacirleri çok değişik isimler altında vatandaşlara hiçbir faydası olmayan ürünler satmaktadır. O yüzden televizyonlarda seyretmekte olduğumuz limon, sarımsak, maydanoz kürü gibi güçlü olduğu ifade edilen ürünlere kimse itibar etmesin. O ürünleri kimse satın almasın. Gerçek geleneksel tıp ürünlerini ve yöntemleri hakkında bilgi almak isteyen vatandaşlar Zeytinburnu Belediyesi sınırları içerisinde Merkezefendi Mahallesi'nde bulunan Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde sürdürülen geleneksel tıp kurslarına kayıt olsun ve bahçede eğitim görüp geleneksel tıp yöntemlerini öğrensin. Böylece sağlıklarını televizyondaki sağlık tacirlerine değil kendilerine emanet etmiş olurlar.” dedi.

Gazeteci olarak davet edildiğim festival oldukça katılımlı ve nitelikliydi. Gazeteci olarak gördüğüm güzellikleri ve çalışmaları yazmam yanında, eksiklikleri de insanları aydınlatmak adına meslek bilinciyle belirtmeden geçemeyeceğim.

Günümüzde tahşiş ürünlerin çoğalması yanında, denetimin yetersizliği ve bilinçsiz tüketim insanların sağlıklarını ticaret ve para uğruna hiçe sayan zihniyete kapı açmaktadır. Festival alanında bulunan onlarca stantta da ticari, onayı dahi olmayan bir kaç ürüne rastladım. Onaylı ürünlerinde yüzde 90'ı Tarım bakanlığı onaylı ürünlerdi. Kanun buna izin versede etik olarak, dahili kullanılan ürünlerin, yani yemeli, içmeli ürünlerin, hatta bence harici birçok tedavi ürünününde sağlık bakanlığı onayıyla alınması çok önemli bir halk sağlığı durumudur. Şunu içersen bu olur, bunu yersen şu olur, şunu sürersen migrenin geçer (migren taşı vardı mesela migrene iyi geliyormuş, fiyatıda 5 tl idi ve ticari onayı dahi yoktu) gibi doktorculuk oynayan kişilerin söylevleri gezdiğim sırada kulağıma çalındı. Festivalde ciddi bir emek vardı ve duyarsız kalamazdım bu emeğe. Emeği geçenlere belirttim ki, bu emeklerin karşılığı seneye daha iyi neler katabilirizin küçük dokunuşlarıydı aslında. Gazeteciler pekte bunu yapmazlar. Bizler yazarak konuşuruz. Ancak hikayenin bütününü düşünmeye sevk eden şey Geleneksel Tıp, Merkezefendi kültür vahasının ve ZTBB'nin benim için önemli oluşuydu.

Elbette doğa ana ve geleneksel tıp bize birçok nimet vermiştir. Ancak bunlar ispatlanmış, üzerinde çalışmalar yapılmış, reçetelendirilmiş olmalı ve alanında uzmanlar tarafından önerilerilmeli ve kullanım detaylarını dikkate almalıyız.

Mesela migreninizi 5 TL ye tedavi ediyorsa bu ürün, neden binlerce Türk Lirası harcayıp, onlarca nörolog, psikiyatrist geziyoruz; neden dev ilaç firmaları milyar dolarlar harcıyor tedavi bulmak için, gelsin burada var üstelik 5 TL diyerek bir ironi yapmak isterim. Stantta biraz sohbet ettim ve bunun doğru olmadığından bahsettim. Elbette ki bundan yetkililerin haberi olması çok zor şikayet olmadığı sürece. Yüzlerce ürün arasında gözden kaçan şeyler olmuş, olacaktır. 

Modern tıp ile geleneksel tıp atbaşı birbirlerinden faydalanıp uzman ellerde yol almalılar. Bu sebeple 19'uncusu gerçekleşen Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivaline yaraşır eğitimi, bilgilendirmeyi, sempozyumu, birikimi ve etkinlikleri takip ederken bu kaliteye uygun stant içerikleri görmeyi de hepimizin yararına arzu ederim. Gelişeceğiz, bilinçleneceğiz, öğreneceğiz. Hele ki halkın bilinçlendirilmesinde, yaygınlaştırılmasında, tanıtılmasında yol olan kurum ve ekiplerin olduğu ortamda daha da dikkatli olmalıyız.

Tamda bunları düşünürken, amacımın yermek değil farkındalık yaratmak veya gözden kaçan konulara vurgu yaparak katkı sunmak isteyişimle beraber; Dr. Ahmet Özdemir açıklamalarında hassas ve önemli konulara parmak bastı ve vurgulayıcı sözler ifade etti. 

Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi Türkiye’nin ilk tıbbi bitki bahçesidir. 14 dönümlük alanda kurulmuş, 2005 yılında açılmıştır.
Zeytinburnu Belediyesi ile Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği'nin yürüttükleri proje şu hedefleri gözetmektedir:
  • Tıbbi bitkileri araştırmak, üretmek, tanıtmak 
  • Bitki çeşitliliğinin korunup geliştirilmesine katkıda bulunmak
  • Tıbbi bitkilerin etkin ve güvenli kullanımlarını teşvik etmek 
  • Tıbbi bitkilerin kültür altına alınmasını özendirmek
  • Eğitim programları için çalışma alanı ve materyal sağlamak
  • Tıbbi floradan faydalanma konusundaki çalışmalara zemin oluşturmak

Bahçede 700'ü aşkın tıbbi bitki bulunmaktadır. Bitkilerin büyük bölümü etiketlidir. Bazı etiketlerdeki QR kod vasıtasıyla bitki hakkında geniş ve sesli bilgi almak mümkündür. Bu sebeple geleneksel tıppa, halk sağlığına ve önleyici tedaviye dolaylı ve direk hizmet eden bu eğitim yuvasında aile sıcaklığında ve disiplinli bir ekiple her türlü bilgi, belge, metaryale ulaşabilir ve eğitimlerle kendinizi geliştirip bilinçlendirerek önleyici önlem ve tedavinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Türkiye Cumhuriyeti devleti gelişirken, dünya değişim ve dönüşüm sancıları çekerken, bilinen Sümerler'den, Osmanlı'ya ve günümüze kadim binlerce yıllık bilgi birikimimiz de son on yıllarda bu tarz bilimsel çalışma yapan dernek, kurum, akademisyen ve değerli bilim insanlarının katkılarıyla yeniden gün yüzüne çıkmaktadır. Tüm bu bağlamda yapılan bu çalışmaları değerli buluyorum.

Davetlerinden dolayı beni misafir eden Bisiklet Sevdalısı Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın'a, Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği Başkan ve Yönetim Kuruluna, Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi tüm çalışanlarına, bilgi ve insani değerlerini paylaşan ZTBB'nin teknik ekipi Uzman Biyolog Tuğçe Sevencan'a, Yüksek Ziraat Mühendisi Merve Zengin Tınmaz'a, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri Mehmet Şirin Yalvaç'a, Bahçe Ziraati Teknikeri Mehmet Ali Altıokka'ya, Zeytinburnu Belediyesi'nin benimle buluşmaya bisikleti ile gelen İletişim Koordinatörü Enes Buladı'ya, Zeytinburnu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Etkinlikler Sorumlusu Nur Güler'e teşekkür ederim.

Haber: Veysel Kavrayan

 

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Eko Yaşam Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız