Tepkilerimiz Yerinde mi, Yoksa Yersiz mi?

17 Kasım 2025 Saat: 20:41
Kadir Uğur Yılmaz

Biz toplum olarak “tepki verme” konusunda çok duygusal, ama bir o kadar da ölçüsüz bir milletiz. Düğünde oynayanı da, cenazede güleni de, trafikte korna çalana da anında linç ederiz. Sanki toplumun bir kısmı, her olayda “kınama komitesi” gibi hazır bekliyor.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir şehit cenazesinde birkaç saniyelik bir gülüşme anı kameralara yansıdı. Sosyal medya hemen yangın yerine döndü: “Nasıl olur da şehit cenazesinde gülerler!” diye yaygara koptu.
Oysa ben şunu sormak istiyorum: Biz ne zamandan beri insanın duygusunu saniyelerle ölçer olduk?

İnsan dediğin canlıdır, refleksi vardır, bazen duygular birbirine karışır. Kendi ailemizin cenazesinde bile, bir anda yaşanan bir hatıra, bir söz, bir anı yüzünde istemsiz bir tebessüm oluşturabilir. Bu, ne saygısızlıktır ne de umursamazlık. Bu, insan olmaktır.
Ama biz öyle değiliz!
Bizde hemen bir infaz başlar. Linç, kınama, tehdit, hakaret… Üstelik o tepkiyi gösterenlerin bir kısmı şehidin adını bile bilmez, ama sosyal medya linçine katılmayı “milliyetçilik” sanır.

Oysa asıl soru şu olmalı:
Neden şehit verdik?
Nasıl şehit verdik?
Sorumlular kim?
Kime hesap soracağız?

Bu ülkenin gençleri niçin hâlâ aynı hataların, aynı ihmallerin bedelini canıyla ödüyor?
Cem Yılmaz yıllar önce mizahında “uçaklarımız niye hâlâ eski?” diye sorduğunda salon kahkahaya boğulmuştu. Bugün hâlâ aynı uçaklardan bahsediyoruz.
Yani mesele şehit cenazesinde gülen birkaç saniye değil… Mesele o tabutun niçin orada olduğudur!

O tabutun altındaki vatan evladını oraya getiren süreçtir mesele.
Ama biz, meseleyi oraya getirenleri değil, orada bir saniyeliğine gülenleri tartışıyoruz.
İşte akıl tutulması tam da budur.

Burada konunun merkezinde benim de yakından tanıdığım, hizmetleriyle, kişiliğiyle saygı duyduğum bir isim var: Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz.
Fevzi Başkan yıllardır Milas halkına hizmet eden, tevazu sahibi, temiz bir siyasetçidir. Onu birkaç saniyelik bir görüntüyle yargılayanların büyük kısmı, o görüntünün öncesini ve sonrasını dahi izlememiştir.
Bu kadar ucuz, bu kadar yüzeysel bir bakış, bir toplumu içten çürütür.

Biz artık tepki vermeyi değil, doğru tepki vermeyi öğrenmeliyiz.
Duygularımızı, vicdanımızı, aklımızla dengelemeyi bilmeliyiz.
Gerçek öfkeyi, gerçek muhataplara yöneltebildiğimiz gün; işte o gün bu ülke gerçekten ilerler.

Bugün linç ettiğimiz kişi, yarın birlikte alkışladığımız biri olabilir.
Ama bir kere daha unutmayalım:
Her tebessüm ihanet değildir,
Her suskunluk suç değildir,
Her linç de adalet değildir.

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız