Güncel

Dağların Ardında Keşfedilmeyi Bekleyen Güzellik BÜYÜKORHAN

Büyükorhan'a Hoş Geldiniz! tabelasını gördük. Bölgede yetişen mis kokulu çileklerini sembolize eden şehir mobilyalarıyla süslenmiş ve şık bir peyzajı yapılmış yoldan ilçeye girdik.

17 Ekim 2018 Saat: 19:02
Dağların Ardında Keşfedilmeyi Bekleyen Güzellik BÜYÜKORHAN
Dağların Ardında Keşfedilmeyi Bekleyen Güzellik BÜYÜKORHAN

Geçtiğimiz günlerde İstanbuldan dostlarım, bir Bursa seyahatlerine benide davet ettiler. Bu davet ile Bursa'nın Büyükorhan İlçesi'ne yol aldık. Kış imarelerinin başladığı bu günlerde, enfes kayalık manzaralarının, iki adet baraj gölünün, dağların ve kızılçam, karaçam, meşe ormanların arasından, Karagöz'ün memleketi Orhaneli'nden geçerek, yolda karşılaştığımız Linyit, Krom madenlerinin durumunu konuşarak, kıvrımlı yollardan süzülerek Büyükorhan'a geldik. Büyükorhan'a Hoş Geldiniz! tabelasını gördük. Bölgede yetişen mis kokulu çileklerini sembolize eden şehir mobilyalarıyla süslenmiş ve şık bir peyzajı yapılmış yoldan ilçeye girdik.


Büyükorhan Belediye Başkanı Hasan Taş bizi beklediği için, doğru yeni yapılan Belediye Binası'na yol aldık.

Başkan muhtarlarla olağan toplantısını bitirmiş, ilçe manzarası olan bir kafede vatandaşlarla bir araya gelmiş ve bizi orada beklediğini söylediler. Kafe'ye gittiğimizde ilçenin muhtarları, Belediye Başkan Yardımcısı ve vatandaşlarla tokalaşarak Başkan'ın çay ikramıyla sohbetine nail olduk. Gözlemlerimde herkes saygılı ve sorunlarının çözümleri için isteklerini sohbet ortamında dile getirdiler. Biten bu samimi tanışma ortamından sonra İlçe'nin en büyük camii Orhan-ı Kebir Camii manzaralı bir hatıra fotoğrafı çektirdik.


Başkan Taş; 1984 yılında bölgenin en büyük kuruluşu olan S.S. Yenice Köyü Kooperatifi'nde görev almış. Bir süre sonra İşletme Müdürü, daha sonra Genel Müdür olarak emekli olmuş. Emekli olduğu Kooperatifin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na seçilen Taş, Ak Parti'den Belediye Başkanı olarak görevine devam etmektedir. Misafirperver olan ve vizyon sahibi bir kişilik çizen Taş, yöresi için bir çok çalışmaya imza atmış. Planlarını hazırladığı, gelir getirici ve ilçeye istihtam ve gelişim sağlayacak projeler üzerinde de çalışmalarını sürdürmekte olduğunu dile getirdi.


Mesela ilçede biri özel, biri belediyeye ait güneş enerjisi tarlası mevcut, bunlar katma değer yaratan gelir getirici unsurlardır diye belirten Taş, ilçede bir adet barajımız mevcut. Cuma Pazarı alanı hem tarihi hem de bölgenin en büyük hayvan pazarı alanıdır. Belediye yanında, çok büyük, cuma günleri halk pazarı olarakta kullanılan bir pazar alanı mevcut. Süt işleme tesisleri mevcut. Çeşitli mesire alanları ıslah edilmiş ve vatandaşın kullanımına kazandırılmış. Bir adet yüksekokulu mevcut diye sözlerine ekledi.


Biz gittiğimizde bölgede yapılması planlanan bir adet biyokütle santralı kurulması çalışmaları olduğunu öğrendik. Vatandaşların ve iradeyi bilgilendirmelerin yapıldığını ve bu oluşumun zararsız ve ilçe halkına her anlamda katkısı olacağı konuşuluyordu. Zararsız, çevreci enerjilerin son yıllarda gündemde olduğu hepimizce malum. Devlet organları, zararsız bir enerji onayıyla biyokütle santrali kurulmasına izin verirse, bu küçük ilçe için istihtam ve yatırım anlamında çok önemli bir adım olacağını istişare ettik.

Büyükorhan'dan sizlere biraz tarihi ve coğrafi olarak bahsedecek olursam, şunları kaydedebilirim.


Büyükorhan; Harmancık, Orhaneli, Dursunbey, Mustafakemalpaşa ilçelerine komşudur. Yükseklik nedeniyle serin dağ iklimi görülür. Engebelli ve dağlık bir yapıya sahiptir. İlçenin ekonomik yaşamı tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır, komşu il ve ilçelere ulaşım bağlantısı gelişmiş olmadığından sanayi ve ticaret hayatı gelişmemiştir. İlçenin yarısı ormanlık alandır. Tarıma elverişli arazinin su tutma kapasitesi az, yeraltı suyu kısıtlı olduğu için ilçede kuru tarım yapılmaktadır. En önemli ürün buğdaydır. Yüksek alanlarda arpa yetiştirilir. İlçede sulama yapılabilen yerlerde çilek yetiştiriciliği gelişmektedir. Orman arazisinde tel direği, maden direği, sanayi odunu, yakacak odun, kâğıtlık odun gibi ürünler elde edilir.

Bizans döneminde Atranos Tekfurluğu´nun toprakları içinde yer alan bir bölgeydi. 1321´de Orhan Gazi tarafından Osmanlı hakimiyetine girdi. Orhan Bey´e atfen üç obadan oluşan yerleşime Orhan-ı Kebir adı verilmiştir. Cumhuriyet döneminde Büyükorhan ismini almıştır. 1944 yılında Orhaneli´ye bağlı bir nahiye olan Büyükorhan, 1967 yılında belediyelik, 1987 yılında ilçe olmuş.
Tarihi Cuma Pazarı, Osman Dede Ve Büyükorhan Baraj Gölü


Osman Dede 16. ve 17. yüzyılda yaşamış olup, yörenin önemli ve dini şahsiyetlerinden birisidir. Uzun yıllar Yazıcıoğlu beyin hizmetinde hizmetkâr olarak bulunmuş ve zamanında halk tarafından çeşitli kerametleri olduğu söylenen, evliya olarak tabir edilen bir şahsiyet olup, mezarı Büyükorhan’ın Armutçuk Mahallesi'nde ki camii bahçesindedir. Büyükorhan Belediyesi tarafından her yıl Mayıs Ayı içerisinde Armutçuk Mahallesi'nde Osman Dede'yi anma etkinlikleri düzenlenmektedir.
Büyükorhan Cuma Pazarı, Yazıcıoğlu Beyi tarafından Osman Dede'nin hizmetleri karşılığı “dile benden ne dilersen” demesi üzerine Osman Dede’nin de üç suyun birleştiği noktaya bir pazar yaptır demesi ile 16’ncı yüzyılda bugünkü yerinde yaptırılmış. Pazarda bulunan binaların inşaatı sırasında kullanılan malzemelerin ne kadar az olsa bile hiçbir zaman bitmemesi halk arasında Osman Dede’nin kerameti olarak hala anlatılır. Cuma Pazarı 1990’lı yılına kadar bölgenin en önemli hayvancılık ve ticaret merkezi olmuştur. Pazarda bulunan Tahal (Ticaret Merkezi) Büyükorhan Belediyesi tarafından aslına uygun olarak restore edilmiş ve halen günümüzde esnaflar tarafından kullanılmaktadır.


Cuma Pazarına 200 metre mesafedeki Büyükorhan Baraj Gölü eşsiz manzarası ve etrafının ağaçlık olması sebebiyle yaz aylarında yerli halkın uğrak yeri olmaktadır. İlçe dışından balık tutmak amacıyla birçok amatör balıkçı hafta sonlarını Büyükorhan Baraj Gölü'nde geçirmektedir.
Derecik Bazilikası
Büyükorhan’a bağlı Derecik Köyü'nde, Büyüorhan’a 7 km uzaklıktadır. Büyükorhan içinden geçilerek gidilir.


Büyükorhan’a bağlı Derecik Köyünde 2000 yılında çiftçiler tarafından tesadüfen bulunmuştur. Daha sonra Uludağ Üniversitesi ve Bursa Müze Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmalarla Bazilika'nın MS 2. yüzyıldan kalma olduğu ve bölgenin en önemli dini merkezlerinden biri olduğu anlaşılmıştır. Bazilika'da ki mozaikler İznik’te bulunan ve konsül toplantılarının yapıldığı kilise ile büyük benzerlikler göstermesinden dolayı aynı kişi tarafından yapıldığı düşünülmektedir. 2005 yılından itibaren Büyükorhan Belediyesi, Uludağ Üniversitesi ve İsviçre Lozan Üniversitesi'nin beraber yürüttüğü kazı çalışmaları sonucunda yavaş yavaş gün yüzüne çıkarılmaktadır.
Görecik Yaylası


Büyükorhan’a 7 km uzaklıkta bulunan Görecik Yaylası, eşsiz doğası ve temiz havasıyla içerisinde barındırdığı yeşilin her tonunda ağaçları ve bikri örtüsüyle rahatlık, huzur ve temiz hava arayan yerli yabancı vatandaşların uğrak yeri olmuş. Görecik Yaylası, Büyükorhan Belediyesi tarafından her yıl Haziran ayında düzenlenen Türkmen ve Yörük Şenliği'ne ev sahipliği yapmaktadır. Şenliğin amacı Yaylanın ve yöre kültürünün tanıtımı ve yörenin gelişmesine yardımcı olmaktır.
Düğüncüler Hamamları


Düğüncüler Köyü, sıcak su kaynakları nedeniyle önemli bir yere sahiptir ve yerli halk tarafından tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Hamamlarda bulunan suların ve çamur banyosunu birçok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir.
Rafting Parkuru Burunca Kanyonu ve Kaya Deresi
Büyükorhan sınırlarından geçen ve Kemalpaşa'ya doğru giden Emet Çayı’nın, Büyükorhan sınırlarındaki kısmının 30 km’lik bölümü rafting sporu için oldukça elverişli ve heyecan vericidir. Parkurda ve bölgede inceleme yapan uzmanlar bu parkurun dışında ayrıca 4 km’lik kısa parkur ve çay çevresinin doğa ve rafting sporu için oldukça elverişli olduğunu belirtmiştir.
Bayındır Mağarası
Büyükorhan’a bağlı Bayındır Köyü yakınlarında bulunan Bayındır Mağarası, yaklaşık 1 km uzunluktadır. İçerisinde hava sirkülasyonunun iyi olduğundan hiçbir ekipman kullanmadan rahat bir gezi imkanı bulunmaktadır. Mağara içerisinde bulunan sarkıt ve dikitler eşsiz güzelliği ve cazibesiyle Damlataş Mağarası'nı akla getirmektedir.


Yeraltı kaynakları olarak Karalar Köyü çevresindeki mermer yatakları öne çıkmaktadır. Orman İşletme Şefliği'ne bağlı 41 orman köyü bulunmaktadır. Ağaç türleri kızılçam, karaçam, meşedir.


Başkan bizi alarak Yenice Köyü Kooperatifi'ne yol aldık. Burada yörenin enfes domatesleri de olan bir kahvaltı hazırlamış kooperatif çalışanları. Süt İşleme Tesisi olan bu yere gelinirde üretilen mozerella peynirinden ustanın yaptığı doğal yumurtadan omlet ve kaymağın tadına bakılmaz mı? Çok hazırlamışsınız, ne gerek vardı, sözleri konuşulurken o gözümüze çok gelen sofra bir çırpıda bitmişti. Şehirlerde her zaman bulamadığımız bu doğal ve sade lezzetler yöresel ekşi mayalı ekmekle bir harikaydı. Başkan sürekli bu olmadı demesine, bir daha kine zamanlı olsun diye serzenişte bulunurken; ben içimden daha ne olsun ki Şükür Yaradan'a ne güzel nimetler geldik, gördük, doyduk diyordum.


Başkanın Bursa'da toplantıları nedeniyle ayrılmasıyla biz ilçenin sokaklarına daldık. Halk memnundu, kendi halinde idi. Bahçesinde ki mahsülleri kabak ve fasulyeleri getirmiş, kapısının önüne komşusuyla oturmuş fasulye içi ayıklayan Mücahide Özdemir'e hal hatır sorduk. Her küçük üretici gibi o da dert yandı. Gübre parası, tohum derdi, ''biraz daha destek olsunlar, yaz evladım, bak bunları getirtmeye elli lira para verdim, su az, bilgilendirme az, destekleri bilmiyoruz, ben buraya gelin geldim, hükümetimizden memnunuz ancak küçük üretici evinde ne bilsin ne var, destek istiyoruz, Allah sizden Razı olsun'' dedi. Bize ürettiği bal kabaklarından vererek 'köylü milletin efendisidir' sözünü hatırlattı bize. Bonkör ve paylaşan bu çalışkan, sözünü esirgemeyen Anadolu insanları oldukça bizim sırtımız yere gelmez diye düşündürdü Mücahide Teyze.


Dönüş yolunda, yol kenarlarında bahçelerinde armut toplayan çiftçileri ziyaret ettik. Biraz armut satın almak istedik kabul etmediler; armut ikram ettiler koca bir torba. Yenice Kooperatifi'nden yumurta, kaymak hazırlamışlar götürmemiz için. İlçe içinden ekşi mayalı köy ekmeği ve tava ekmeği aldık. Büyükorhan kavşağından stantlardan çilek, yumurta, ceviz, bal aldık. Tam yola çıkacaktık sıra sıra kovalarla dizilen insanlar gördük ve durduk. Bir baktık çam ağaçlarının florasında yetişen Kanlıca Mantarı. Kilosu 15 lira olan mantara şaşırdık ve satan amcadan bilgi alarak sohbetle poşet poşet mantarlarımızı seçtik. Mantar pişirme tarif sohbetlerimizle Bursa'da kısa bir mola verdik. Yola çıktığımızda Gemlik Kavlak Zeytinleri Tesisi'nde her zaman olduğu gibi mola verdik. Zeytin, sucuk, peynir, kestane şekerlerimizi aldık.
Özlemişim bölgeyi. İştahımı açan lezzetler ve görmediğim yöreler görmenin keyfiyle güzel ve yorucu bir seyahat geçirdim. Bursa her haliyle güzel bir şehir, dağı, balı, zeytini, kestanesi, hamamları, suları, ovaları, verimli toprakları, insanları, daha neler neler...

Yolunuz Bursa'ya düşerse Büyükorhan İlçesi'ni ziyaret edin. Bakir, keşfedilecek doğa parkurları mevcut. Endemik bir dağ florasına sahip. Çileğini yemeden dönmeyin. 

Yapıcı bir eleştiri yapacak olursam da, ilçe merkezinde yöresel ürünleri, (yeşillikler, çilek, meyveler, yazmalar, patikler, köy ekmekleri, süt, yumurta, bal, kaymak gibi) her daim bulunduran ve satan bir iki alan olmaması misafirler için büyük eksiklik. Şehirlerin kalkınmasında ve tanınmasında yerel turizm ve eko turizm oldukça önem arz etmektedir. Sağlıcakla Kalın!
Haber: Veysel Kavrayan

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Eko Yaşam Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız